İngiltere limited şirketi kurmak birçok girişimcinin hayali, ancak bu süreçte beklenmedik zorluklarla karşılaşmak oldukça yaygın. Aslında, ben de bu yolculukta önemli hatalar yaptım ve değerli dersler çıkardım.
Özellikle 2025 yılında şirket kurma sürecinde yaşadığım deneyimler, başkalarının aynı hataları tekrarlamaması için önemli bir rehber niteliğinde. Bu makalede, şirket türü seçiminden vergi sistemine, banka hesabı açmaktan yasal yükümlülüklere kadar karşılaştığım en kritik zorlukları ve bunlardan nasıl kaçınabileceğinizi detaylı olarak paylaşacağım.
Şirket Türü Seçiminde Yaptığım Hatalar
İngiltere’de şirket kurmaya karar verdiğimde, önümde birçok seçenek vardı. Bu süreçte birkaç kritik hata yaptım ve bu hatalar bana pahalıya mal oldu. İşte şirket türü seçiminden şirket ismine ve ortaklık yapısına kadar yaşadığım zorluklar ve öğrendiğim dersler.
Limited şirket mi sole trader mı?
İngiltere’deki şirketleşme sürecimde yaptığım ilk hata, şirket türleri arasındaki farkları tam olarak anlamadan karar vermekti. Uzun vadeli hedeflerimi düşünmeden, kuruluşu kolay diye sole trader (şahıs şirketi) olarak başladım.
Sole trader olarak tüm borçlardan kişisel olarak sorumlu olduğumu fark etmem uzun sürmedi. Bu, işletme borçları için kişisel varlıklarıma da el konulabileceği anlamına geliyordu. Buna karşılık, limited şirket kurmış olsaydım, sorumluluğum yalnızca şirkete yatırdığım sermaye ile sınırlı olacaktı.
Ayrıca, limited şirketler için İngiltere’de asgari sermaye koşulu olmadığını bilmiyordum. Birleşik Krallık’taki limited şirketlerin çoğu, oldukça küçük bir başlangıç sermayesi ile kurulabiliyor. Dolayısıyla, bu engel sanıldığından çok daha düşük.
İngiltere’de 3 milyonun üzerinde şahıs şirketi bulunurken, limited şirket sayısı iki milyonun üzerinde. Bu, her iki türün de yaygın olduğunu gösteriyor. Ancak limited şirket (Ltd), tüzel kişiliğe sahip olması ve sınırlı sorumluluk avantajları nedeniyle uzun vadede çok daha avantajlı.
Şirket ismi seçerken dikkat etmediğim noktalar
Şirket ismini belirlerken yaptığım en büyük hata, gerekli kontrolleri yapmadan hızlı bir karar vermek oldu. Öncelikle, İngiltere’de şirket ismi seçerken şunlara dikkat etmek gerekiyor:
İsmin daha önce tescil edilmemiş olması
Uluslararası pazarlarda olumsuz çağrışım yapmaması
Alan adı uygunluğunun kontrol edilmesi
Benzer isimlerle karışıklığa yol açmaması
Şirketimin adını belirlerken, Companies House’un ücretsiz isme uygunluk kontrolü servisini kullanmayı ihmal ettim. Bu nedenle, benzer isimde başka bir şirket olduğunu geç fark edip, iş ilişkilerinde karışıklıklar yaşadım.
Ayrıca, şirket ismine “Limited” veya “Ltd” kelimesini eklemek zorunlu olduğunu bilmiyordum. Sole trader olarak başlarken bu gerekli değildi, ancak daha sonra limited şirkete geçiş yapmak istediğimde zorlandım.
Şirket ismi seçerken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, ismin içeriğidir. İngiltere’de şirket isimleri saldırgan ifadeler içeremez, mevcut bir ticari marka ile aynı olamaz ve izinsiz “hassas” kelimeler barındıramaz.
Ortaklık yapısını doğru planlamamak
İngiltere’de şirketimi kurarken ortaklık yapısını doğru planlamamak, sonradan büyük sorunlara yol açtı. Başlangıçta iki ortakla yola çıktık, ancak sorumlulukları ve kar paylaşımını net bir şekilde belirlemediğimiz için anlaşmazlıklar yaşadık.
İngiltere’de farklı ortaklık türleri bulunuyor:
Adi Ortaklık (Ordinary Partnership) – Ortakların her biri tüm borçlardan tam sorumludur.
Sınırlı Ortaklık (Limited Partnership) – En az biri sınırlı (sermaye kadar sorumlu), biri genel (sınırsız sorumlu) olmak üzere kurulur.
Sınırlı Sorumlu Ortaklık (LLP) – Borçlara karşı şahıslar değil, ortaklık sorumludur.
Başlangıçta, Limited Liability Partnership (LLP) seçmek yerine Ordinary Partnership seçtim. Buna karşılık, LLP’de ortakların işi doğrudan yönetmesine izin verilirken, sınırlı sorumluluk da sağlanıyor. Bu, hem kontrolü elimde tutmamı hem de kişisel varlıklarımı korumamı sağlayabilirdi.
Dolayısıyla, İngiltere’de şirket kurarken aşağıdaki noktalara dikkat etmek son derece önemli:
Hedeflerinize en uygun şirket türünü seçin – vergi yükümlülükleri, sorumluluk sınırları ve gerekli evrak işlerini karşılaştırın.
Şirket ismi seçerken gerekli kontrolleri yapın ve yasal gereklilikleri öğrenin.
Ortaklık yapısını en başından net şekilde belirleyin ve uygun ortaklık türünü seçin.
Vergi ve Muhasebe Konusunda Düştüğüm Yanılgılar
Vergi sistemleri, farklı ülkelerde farklı işleyişe sahip. İngiltere’de şirket kurarken en ciddi hatalarımdan bazıları vergi ve muhasebe konusunda yaptığım yanlışlar oldu. Bu deneyimlerimin, başkalarının aynı tuzaklara düşmesini engelleyeceğini umuyorum.
VAT kaydı yapmamak
İngiltere’deki en büyük yanılgılarımdan biri, Value Added Tax (VAT) kaydının Türkiye’deki gibi şirket kuruluşuyla otomatik olarak yapıldığını düşünmemdi. Oysa İngiltere’de her şirketin VAT kaydını yaptırması zorunlu değil.
Ancak 1 Nisan 2024’te yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre, yıllık cirosu £90.000 üzerinde olan şirketlerin VAT yükümlülüğü bulunuyor [1]. Başlangıçta düşük cirolu olduğum için kayıt yaptırmadım, fakat gelirlerim beklenmedik şekilde artınca sınırı aştığımı fark etmedim.
Aslında, şirketim İngiltere’de kurulmuştu ancak direktör olarak Türkiye’de ikamet ediyordum. Bu durumda, küçük tutarlarda satış yapmış olsam bile VAT kaydı yaptırmam gerekiyordu [2]. Bu bilgiyi zamanında öğrenmediğim için, sonradan geç kayıt cezası ödemek zorunda kaldım.
Buna ek olarak, VAT kaydı yaptırmanın bazı önemli avantajlarını kaçırdım:
Giderler için ödediğim VAT tutarlarını bir hafta içinde geri alabilirdim
Kurumsal imajım güçlenirdi
Bazı uluslararası müşterilere daha kolay hizmet sunabilirdim
VAT kaydı gecikirse, kayıt olmanız gereken tarihten itibaren yaptığınız tüm satışlar için KDV ödemeniz gerekir ve gecikmeye bağlı olarak ceza yaptırımları uygulanabilir [3].
Kurumlar vergisi oranlarını yanlış hesaplamak
İngiltere’deki kurumlar vergisi sisteminin Türkiye’den oldukça farklı olduğunu geç fark ettim. Şirketimin finansal planlamasını yaparken, tek ve sabit bir vergi oranı (%19) olduğunu sanıyordum. Ancak 2023 yılından itibaren İngiltere’de farklı kâr seviyelerine göre kademeli bir vergi sistemi uygulanmaya başlandı.
Güncel vergi oranları şöyle:
£50.000 altı kâr için %19
£50.000 ile £250.000 arasında kâr için kademeli olarak %19-%25 arası
£250.000 üstü kâr için %25 [1]
İlk yıl vergi planlamasını doğru yapmadığım için, beklenmedik bir vergi yükümlülüğüyle karşı karşıya kaldım. Oysa doğru planlama yaparak, Marjinal Yardım (Marginal Relief) sisteminden faydalanabilirdim. Bu sistem, £50.000 ile £250.000 arasında vergilendirilebilir kârı olan şirketlerin vergi oranlarını ana orandan düşürmelerine olanak tanır [4].
Başka bir hata da, kurumlar vergisinin ödeme zamanını yanlış hesaplamaktı. Beyanname için işletmenin mali yılının sona ermesinden itibaren 9 ay ve 1 günlük bir süre bulunduğunu bilmiyordum [1]. Bu yüzden ilk beyannamemi geç verdim ve cezayla karşılaştım.
Ayrıca, Companies House’a kurumlar vergisi beyannamesi sunulmaması durumunda şirketimin tasfiye sürecine girebileceğini bilmiyordum [5]. Bu, ciddi bir risk faktörüydü.
Muhasebeci seçiminde acele etmek
İngiltere’de şirket kurma sürecinde yaptığım en büyük hatalardan biri, uygun bir muhasebeci seçimi için yeterince araştırma yapmamaktı. Maliyet faktörünü ön planda tutarak, İngiltere vergi sistemine hakim olmayan birini tercih ettim.
Oysa İngiltere’de muhasebe sistemi “tek düzen hesap planı” kullanmıyor ve bu durum özellikle yeni işletmeler için süreci karmaşıklaştırıyor [6]. Ayrıca, şirketlerin muhasebe ile ilgili belgeleri 6 yıl saklaması zorunlu [7]. Bu gerekliliklerden haberdar olmadığım için evrak düzenimde ciddi sorunlar yaşadım.
Bununla birlikte, nisan 2019’da yürürlüğe giren “Making Tax Digital (MTD)” değişim sürecini de gözden kaçırdım. Bu düzenleme, HMRC (İngiltere Vergi Dairesi) ile entegre olabilen muhasebe yazılımları aracılığıyla beyannamelerin gönderilmesini zorunlu kılıyor [2]. Profesyonel bir muhasebeci, bu konuda beni uyarabilirdi.
Doğru bir muhasebeci şunlara dikkat eder:
HMRC ile entegre sistemleri kullanır
Mesleki sorumluluk sigortası vardır
Certified-Chartered Accountant sertifikasına sahiptir
İngiltere vergi sistemindeki değişiklikleri düzenli takip eder
Sonuç olarak, İngiltere’de limited şirket kurarken vergi ve muhasebe konularında bilgi sahibi olmak, yalnızca cezalardan kaçınmak için değil, aynı zamanda mevcut vergi avantajlarından yararlanmak için de son derece önemli.
Adres ve Ofis Seçiminde Yaşadığım Zorluklar
Şirket kurulum sürecinde adres konusu, çoğu girişimcinin hafife aldığı ancak sonradan başını ağrıtabilen önemli bir meseledir. İngiltere limited şirketi kurarken, doğru adresi seçme konusunda ben de birçok yanlış karar verdim ve bunun sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kaldım.
Sanal ofis hizmetlerinin sınırlamalarını bilmemek
Fiziksel bir ofis kiralamanın yüksek maliyetinden kaçınmak için sanal ofis hizmetlerine yöneldim. Öncelikle, sanal ofisin sadece bir posta kutusu olmadığını ve çeşitli hizmetler sunduğunu bilmiyordum. Regus gibi sağlayıcılar, posta işleme, çağrı yönlendirme ve hatta toplantı odası kullanımı gibi imkanlar sunuyor.
Ancak sanal ofis hizmetlerinin sınırlamalarını araştırmadan bu kararı vermek büyük bir hataydı. Bununla birlikte, şu önemli kısıtlamaları fark etmedim:
Sanal ofis adresimi Companies House’a kayıtlı adres olarak kullanabilmem için özel izin gerekiyordu
Bazı bankalar, sanal ofis adreslerini şirket banka hesabı açarken kabul etmiyordu
Şirketimin fiziksel varlığını gerektiren yasal bildirimler için sorun yaşadım
Bazı müşteriler, sadece sanal adresi olan şirketlere güvenmekte zorlanıyordu
Ayrıca, sanal ofis sağlayıcısı seçerken sadece fiyata odaklanıp, sundukları hizmetleri detaylı incelemediğim için pişman oldum. Oysa ticari itibarınız açısından adres seçimi son derece kritik. Özellikle İngiltere’de, şirketinizin adresi müşterilerinizin ve iş ortaklarınızın sizi nasıl algıladığını doğrudan etkiliyor.
Registered office address vs. Business address karmaşası
İngiltere’de şirket kurarken en çok kafamı karıştıran konu, farklı adres türlerinin işlevleri oldu. Registered office address (kayıtlı ofis adresi) ile business address (iş adresi) arasındaki farkı tam olarak anlamamak, ciddi sorunlara yol açtı.
Kayıtlı ofis adresi (Registered office address), şirketimin yasal yazışmalarının yapıldığı, resmi belgelerin gönderildiği ve Companies House ile HMRC’den gelen tüm bildirimlerin alındığı yerdir. Bu adres kamuya açık olup, şirket belgelerinde ve web sitesinde belirtilmek zorundadır.
Öte yandan, iş adresi (Business address) ise müşteriler, tedarikçiler ve bankalar gibi resmi olmayan yazışmaların gerçekleştiği yerdir. Bu adres kamuya açık olmak zorunda değildir ve şirketin gerçekte faaliyet gösterdiği yer olabilir.
Bu iki adres türünün karışıklığından dolayı, evimin adresini kayıtlı ofis adresi olarak gösterdim, ancak bu bilgi Companies House’un web sitesinde kamuya açık olduğu için gizlilik sorunları yaşadım. Dolayısıyla, ev adresinizi registered office olarak kullanmanın şu dezavantajları olduğunu bilmeniz gerekiyor:
Özel hayatınızın gizliliği tehlikeye girer
İstenmeyen postalarla karşılaşırsınız
Potansiyel müşterilerde güven eksikliğine neden olabilir
Profesyonel imajınıza zarar verebilir
Aynı zamanda, PO Box adreslerinin kayıtlı ofis adresi olarak kullanılamayacağını bilmediğim için zaman kaybettim. İngiltere şirket yasasına göre, kayıtlı ofis adresi fiziksel bir lokasyon olmalı ve resmi belgelerin teslim alınabileceği bir yer olmalıdır.
Sonuç olarak, İngiltere’de limited şirket kurarken farklı adres türlerini anlamak ve doğru seçimler yapmak, hem yasal yükümlülüklerinizi yerine getirmeniz hem de profesyonel bir imaj oluşturmanız açısından hayati önem taşır. Adres seçiminde acele etmeyin ve tüm seçenekleri dikkatle değerlendirin.
Banka Hesabı ve Finansal Yönetim Hataları
Finansal yönetim, İngiltere’de kurduğum limited şirketin en kritik yönlerinden biri oldu ve bu alanda yaptığım hatalar bana pahalıya mal oldu. Özellikle banka hesabı açma ve nakit akışı planlama konularında yaşadığım zorluklar, birçok girişimcinin de karşılaşabileceği türden.
Kişisel ve şirket hesaplarını karıştırmak
İngiltere’de limited şirket kurduktan sonra yaptığım en büyük hatalardan biri, kişisel ve şirket finanslarını ayrı tutmamaktı. Şirketinizin finansmanını kişisel mali durumunuzdan ayrı tutmak için bir ticari banka hesabı açmanız gereklidir [8]. Ancak ben bunu önemsemeyerek, işletme giderlerimi kişisel hesabımdan ödemeye devam ettim.
Bu karışıklık, vergi beyannamemi hazırlarken büyük sorunlara yol açtı. Hangi harcamaların şirkete, hangilerinin şahsıma ait olduğunu belirlemek için saatlerce uğraşmak zorunda kaldım. Dahası, kişisel ve şirket hesaplarını karıştırmak, HMRC (İngiltere Vergi Dairesi) denetimlerinde ciddi sorunlara yol açabilir.
Kişisel ve şirket hesaplarınızı karıştırmanın getirdiği dezavantajlar:
Şirket giderlerinizi izlemeniz ve vergi işlemlerinizi kolaylaştırmanız zorlaşır
Profesyonel imajınıza zarar verir
Vergi denetimlerinde sorun yaşama riskiniz artar
Şirketin finansal durumunu doğru değerlendirmek imkansız hale gelir
Doğru banka seçimi yapmamak
İngiltere’de banka hesabı açmak, İngiliz vatandaşı olmayan veya İngiltere’de ikamet etmeyen girişimciler için zor bir süreç gibi görünebilir [9]. Bu zorluk karşısında, yeterince araştırma yapmadan ilk bulduğum bankada hesap açmaya çalıştım.
Oysa doğru bankayı seçmek, Birleşik Krallık’ta işletme hesabı açmanın ilk adımıdır [10]. Farklı bankalar arasında hizmetler, komisyonlar ve müşteri hizmetleri açısından büyük farklar bulunuyor. Bu farklılıkları göz önünde bulundurmadan seçim yaptığım için, gereksiz banka ücretleri ödemek zorunda kaldım.
Banka seçerken dikkat edilmesi gereken faktörler:
Aylık hesap ücretleri ve işlem masrafları
Sunulan online bankacılık hizmetlerinin kalitesi
Uluslararası transferlerde uygulanan komisyon oranları
Müşteri hizmetlerinin erişilebilirliği ve kalitesi
Yabancı girişimcilere sunulan ek hizmetler
Bunun yanında, İngiltere’de banka hesabı açarken dijital çözümleri yeterince değerlendirmedim. Wise ve Payoneer gibi platformlar, geleneksel bankalara kıyasla daha hızlı ve kolay hesap açma imkanı sunuyor [9]. Ayrıca, İngiltere’de bazı bankalar, sanal ofis adreslerini şirket banka hesabı açarken kabul etmiyor – bu detayı önceden araştırmadığım için zaman kaybettim.
Nakit akışı planlamasını ihmal etmek
“Nakit akışı, bir işletmeye/şirkete giren ve çıkan nakit miktarıdır” [11]. İş planımı hazırlarken karlılığa odaklandım ancak nakit akışı yönetimini ihmal ettim. Bu, İngiltere limited şirketim için neredeyse felaket oluyordu.
Nakit akışı tahmini adeta bir bütçe gibidir, ancak gelirleri ve giderleri tahmin etmek yerine, geçmiş iş performansına dayalı olarak gelen ve giden nakitleri tahmin eder [11]. Böyle bir planlama yapmadığım için, ödeme almadan önce maliyetleri nasıl karşılayacağımı planlamadım ve likidite sorunları yaşadım.
Pozitif nakit akışı, bir şirketin likit varlıklarının arttığını, yükümlülüklerini karşılamasını, işine yeniden yatırım yapmasını ve gider ödemelerini sağladığını gösterir [11]. Dolayısıyla, düzenli nakit akışı izlemeyi ihmal etmek, şirketimin kapanmasına bile yol açabilirdi [12].
İngiltere’deki son dönemde dünya genelinde şirketler nakit tutma düzeylerini önemli ölçüde artırma eğilimindedirler. Deloitte’un raporuna göre, “Dünya genelindeki en büyük 1.000 finansal olmayan şirketin toplamda 2,8 trilyon dolar nakit tuttuğu belirtilmiştir” [13]. Bu, nakit akışı yönetiminin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, İngiltere’de limited şirketlerde finansal yönetim, başarı için hayati önem taşır. Şirket ve kişisel hesapları ayrı tutmak, doğru banka seçimi yapmak ve nakit akışını düzenli izlemek, işletmenizin sağlıklı büyümesi için gerekli adımlardır. Bu alanlarda yapacağınız hatalar, sadece mali kayıplara değil, şirketinizin itibarına ve hatta varlığına da zarar verebilir.
Yasal Yükümlülükleri Gözden Kaçırmak
İngiltere’de şirket sahibi olmanın en büyük zorluklarından biri, karmaşık yasal yükümlülükleri takip etmektir. Bu konudaki bilgisizlik veya ihmal, ciddi sonuçlar doğurabilir.
Companies House bildirimlerini zamanında yapmamak
Companies House’a düzenli bildirim yapmak, İngiltere’deki tüm limited şirketlerin temel yükümlülüğüdür. Her şirket, faaliyet göstermese bile yılda en az bir kez onay beyanı (confirmation statement) sunmak zorundadır. Bu beyannamenin verilmemesi durumunda şirket para cezasına çarptırılabilir ve hatta sicilden silinebilir.
Benim en büyük hatam, bu bildirimlerin önemini kavrayamamaktı. 5 Mart 2024’ten itibaren, onay beyanında şirketin gelecekteki faaliyetlerinin yasal olduğunu belirtme zorunluluğu da eklendi. Ayrıca, şirketiniz için bir e-posta adresi belirtmeniz gerekiyor. Onay bildirimleri için 14 günlük bir süre olduğunu bilmediğim için ilk bildirimimi geç yaptım.
Director’s responsibilities konusunda bilgisizlik
İngiltere’de şirket müdürü olarak, işlerin yasalara uygun şekilde yürütülmesinden siz sorumlusunuz. Bu yükümlülükleri yerine getirmediğinizde para cezasına çarptırılabilir, kovuşturmaya tabi tutulabilir veya diskalifiye edilebilirsiniz.
2006 tarihli İngiliz Şirketler Kanunu’nda yedi ana başlık altında yöneticilerin sorumlulukları belirtilmiştir. Bunlar arasında yetkileri dahilinde davranmak, şirketin başarısını yükseltmek ve menfaat çatışmalarından kaçınmak bulunur. Benim için en şaşırtıcı olan, yönetici olarak sorumluluklarımın şirketten ayrılsam bile devam etmesiydi.
GDPR ve veri koruma düzenlemelerini ihmal etmek
Brexit sonrası İngiltere’de UK GDPR olarak bilinen düzenlemeler yürürlüktedir. Şirket yöneticileri, çalışanların veri koruma konusunda yeterli eğitim almasını sağlamalı ve şirketin, veri sahiplerinden gelen talepleri karşılayabilecek prosedürlere sahip olmalıdır.
UK GDPR ihlali durumunda ICO tarafından uygulanabilecek ağır para cezaları söz konusudur. Veri sahipleri tarafından tazminat talepleriyle karşılaşabilir ve iş dünyasında itibar kaybı yaşayabilirsiniz. Şirketimin AB tüketicilerine hizmet sunmasına rağmen, hem İngiltere hem de AB’nin GDPR kurallarına uymak zorunda olduğumu anlamamam ciddi bir hataydı.
Dolayısıyla, limited şirket sahibi olarak yasal yükümlülüklerinizi iyi anlamanız ve zamanında yerine getirmeniz, sadece cezalardan kaçınmak için değil, işletmenizin sürdürülebilirliği için de hayati önem taşır.
Sonuç
İngiltere’de limited şirket kurma süreci, sandığımdan çok daha karmaşık ve dikkat gerektiren bir yolculuk oldu. Şirket türü seçiminden yasal yükümlülüklere, vergi sisteminden banka hesabı yönetimine kadar pek çok alanda önemli hatalar yaptım.
Bu deneyimler bana gösterdi ki, başarılı bir İngiltere limited şirketi kurmak için kapsamlı bir hazırlık şart. Özellikle şirket yapısı, VAT kaydı, muhasebe sistemi ve Companies House bildirimleri konularında profesyonel destek almak, uzun vadede büyük tasarruf sağlıyor.
Şirketinizi kurmadan önce tüm yasal gereklilikleri öğrenmek, doğru banka ve muhasebeci seçimi yapmak ve nakit akışını düzenli takip etmek başarının temel taşları. Ayrıca, kişisel ve şirket finansmanını kesinlikle ayrı tutmak gerekiyor.
Sonuç olarak, İngiltere’de şirket kurmayı düşünen girişimcilere tavsiyem, bu makalede paylaştığım hataları göz önünde bulundurarak, her adımı dikkatle planlamaları. Doğru hazırlık ve profesyonel destek, sizi birçok maliyetli hatadan ve zaman kaybından koruyacaktır.